29.03.2024 - Beydağı Haber Ajansı Malatya Haberleri

Felâketi, topyekûn diriliş imkânına dönüştürmenin yolları…

Felâketi, topyekûn diriliş imkânına dönüştürmenin yolları…

Aylardır, yıllardır Halep'te, Arakan'da Müslümanlar katlediliyor… Çocuklar katlediliyor… Kadınlar katlediliyor…

Namusumuza kastediliyor…

Haysiyetimizle, izzetimizle, değerlerimizle alay ediliyor!

Çıldırma noktasına geldik artık!

“NEREDESİNİZ EY AŞAĞILIK İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİ?” DİYE HAYKIRMIYORUM!

Neredesiniz ey aşağılık insan hakları örgütleri?

Katledilen, tecavüz edilen, namuslarına kastedilen Müslümanlar olunca neden sesiniz çıkmaz, neden dünyayı ayağa kaldırmazsınız?

O örgütlerinizin başlarındaki “insan hakları” ifadelerini sökün atın artık!

Neredesiniz “insan hakları, özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü” diye diye katliamlarına katliam katan, dünyayı kana bulayan, Fransız sosyal teorisyen Serge Latousche'un ifadesiyle “kandan beslenerek, kan emerek yaşayan” ey aşağılık Batılı devletler, neredesiniz?

Diktatörlüklere toz kondurmayan, Sisi'lerle, Mübarek'lerle, Esed'lerle ve bilumum diktatörlerle, halklarını katleden, çocuklarını gözlerinin yaşına bakmadan öldüren, Halep gibi, Musul gibi, Bağdat gibi, Beyrut gibi o güzelim şiir-şehirlerini hayalet kentlere çevirmekten çekinmeyen, tarihe kara leke olarak geçen aşağılık zorbalarla, firavunlarla iş tutan, bu iğrenç adamları kullanarak Müslümanların canına okuyan, Müslümanlara nefes aldırmayan, sonra da insan haklarından, özgürlüklerden dem vuran, iki yüzlü Batılılar, neredesiniz?

BATILILARDAN ASLÂ MEDET UMULMAZ!

Ben de ne kadar safım değil mi?

Dünyayı dört asırdır kana bulayan, yağmalayan, talan eden, başkalarının sırtından geçinen, başkalarının zenginliklerini, tabiî kaynaklarını çalarak zenginleşen, refahın en üst düzeylerine ulaşan, sonra da insanlığa uygarlık satan, “insan hakları, özgürlükler vesaire” dersi vermeye kalkışan Batılılara, “neredesiniz?” diye soruyorum, “neden sessiz kalıyorsunuz!” diye çağrıda bulunuyorum, değil mi?

Olacak iş mi?

Dünyanın kanını emenlere, neredesiniz, neden sessiz kalıyorsunuz, diye çağrıda bulunulur mu?

Elbette ki değil.

Sadece “özgürlük, insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü” gibi sloganları dillerinden düşürmeyen ama insanlığa kasteden, insanlığın geliştirdiği medeniyet birikimlerini, bu birikimlerin ruhunu oluşturan binyılların emeği, göznuru, çilesinin ürünü o güzelim şehirleri yerle bir ederek büyüyen ve gelişen, insanlığın kanını emerek beslenen ve zenginleşen Batılıların ne kadar iki yüzlü olduklarını göstermek için kuruyorum bu cümleleri.

Zorbalardan medet umulmaz!

YAZININ DEVAMI

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın